17 Ekim 2011 Pazartesi

Paris Gezi Rehberi

Herkese merhaba. Gezi bloğumu açalı daha üç gün oldu. Ama geçen yıldan kalan gezilerimi sizlere bir rehber olması amacıyla yazmaya devam ediyorum. Şimdi de sizlere eşimle birlikte yapmış olduğum 3 günlük Paris gezisinin ayrıntılarını anlatacağım.



Geçen yıl eşimle birlikte tatili fırsat bilerek 3 günlük bir Paris gezisi yapmaya karar verdik. Bayağı heyecanlı ve güzel bir gezi oldu. Genelde Londra'dan Paris'e gitmek için en uygun yol hızlı tren(Eurostar) olmasına rağmen biz Luton'da yaşadığımız için bulunduğumuz şehirdeki hava yolunu kullanmayı tercih ettik. Sizlerde erken tarihte alacağınız hızlı tren veya uçak biletleri ile uygun fiyata yolculuk edebilirsiniz. Hızlı tren ile uçak arasındaki fark; hızlı tren şehir merkezindeki Opera tren istasyonuna sizi indiriyor, ayrıca hava alanından şehire gelmek için otobüs veya tren parası ödemeniz gerekmiyor. Hava limanına inerseniz şehir merkezine gelmek için otobüs veya trene ücret ödemeniz gerekiyor. 


Biz hava yoluyla geldiğimiz için belirteyim, havalimanına geldiğinizde şehir merkezine gelmek için Roissy Bus'ları kullanabilirsiniz. Şehir merkezine yolculuk 60 dakika sürüyor ve her 15 dakikada bir otobüs kalkmakta. Sizi havalimanından alıp Opera binasının önünde indiriyor, ücreti de 10 Euro (2011), şehir içine gelmek için en uygun fiyatlısı bu. Bu arada indiğimiz havalimanı Charles De Gaulle, Fransa'nın en büyük havalimanı, gerçekten çok büyük :) Paris'teki diğer havalimanı da Orly Airport. Roissy Bus'la ilgili aşağıdaki linkte ayrıntılı bilgi mevcut;
http://www.ratp.fr/en/ratp/c_22211/roissybus/ (İngilizce)


Gezimizi anlatmaya devam edeyim. Opera binasının önünde otobüsten indikten sonra hemen fotoğraf çekinme sevdasına tutulduk ve ilk Paris fotoğraflarını çektirdikten sonra otelimizin yolunu tuttuk. Otelimiz 13.Bölge'de Place d'Italie metrosuna yakın bir mesafede olan "Hotel Kyriad Paris 13 Italie Gobelins" adında bir oteldi. Bulunduğu mevki itibariyle merkeze pek de uzak sayılmayan, metroya yakın, etrafında çeşitli alışveriş merkezlerinin ve restorantların bulunduğu bir otel. Odaları nispeten küçük ama temiz bir oteldi. Size burada kimi tavsiyelerde bulunayım. Paris oldukça büyük bir şehir, gezerken zorunlu olarak metro veya otobüs kullanacaksınız. Genel olarak oteller merkeze yaklaştıkça pahalılaşmakta, uzaklaştıkça ucuzlamaktadır. Benim size tavsiyem, merkeze çok fazla uzak olmayan, metroya yakın, yakın çevresi güvenli, alışveriş yerleri ve restorantlara yakın olan bir otel tercih edilmeli. Bu konuda araştırma yaptığınız sitelerdeki kullanıcı yorumlarını okumakta büyük fayda var.


Otel rezervasyonları için başlıca önemli siteler;
http://www.tripadvisor.co.uk
http://www.expedia.co.uk
http://www.hotels.com
http://www.booking.com

Neyse gezimize geri dönelim. Otelimize yerleştikten sonra 1-2 saat dinlendik ve gezmeye başlamak üzere Eiffel Tower'a doğru yola çıktık. Arada metro'da kaybolduğunu tahmin ettiğimiz fotoğraf makinesini ve otelin yakınındaki bir alışveriş merkezinden hayatımın en hızlı karar verdiğim fotoğraf makinesi alma hikayemi saymazsak tabii ki.. Zaten bu nedenle ilk gün gezimiz biraz moral bozukluğu ile geç başladı ama Eiffel Tower'a gidince oranın heyecanı ile son buldu. Herhalde bütün bir Paris gezisini fotoğraf çekmeden bitirecek değildik. Ya fotoğraf makinesini gezi bittikten sonra kaybetseydik, beterin beteri var :)


Eyfel Kulesi
Kısaca bizim gezimizin özeti; ilk günü Eiffel Tower ve civarı, 2.günü metro vasıtasıyla tüm ünlü turistik mekanlar ve 3.günü de şehri keşfetmek amacıyla tamamıyla yürümeye ve sokaklarda gezmeye ayırdık. İlk günkü aksiliği saymazsak güzel bir gezi oldu. Günün her anını değerlendirmek kaydıyla üç gün içinde Paris'i gezmek mümkün. Ama ben biraz daha rahatça gezeyim derseniz birkaç güne daha ihtiyaç duyabilirsiniz. Burada şunu belirtmeliyim, mesela bir De Louvre Museum'u tam anlamıyla gezmek için bir gününüzü ayırmanız lazım.  Biz ilk gün aksiliği yüzünden yarım gün ayırmak zorunda kalmıştık, onda da kimi yerlerini atlamak kaydıyla koşa koşa gezdik. Şaka yapmıyorum, ciddiyim. Ee sonuçta dünyanın en büyük müzelerinden birisi, hakkını vermek lazım :)


Paris'te gezilebilecek yerleri ve yapılacak aktiviteleri aşağıda maddeler halinde vereceğim, planı siz istediğiniz gibi yapın, ben sonrasında sadece size küçük tüyolar ve tavsiyelerde bulunacağım;



  • Eiffel Tower (Eyfel Kulesi, çıkış ücretli)
  • Musee Du Louvre (Louvre Müzesi, girişi ücretli)
  • Musee d'orsay (girişi ücretli)
  • Notre Dame Cathedral (ünlü katedral, giriş ücretsiz)
  • Sacre Coeur Montmare (tarihi anıt kilise, giriş ücretsiz)
  • Avenue des Champs-Elysees (Ünlü Şanzelize Caddesi)
  • Arc de Triomphe (Zafer Takı, Şanzelize caddesinin başlangıcındaki tarihi anıt)
  • Les Invalides (İçinde pek çok yapı ve eser olan Fransa'nın askeri tarihi ile ilgili bir anıt, Napolyon'un mezarı da bu anıtın içinde) 
  • Seine nehri üzerinde tekne turu
  • Opera Binası
  • Jardin du Luxembourg (Paris'in en ünlü parkı olduğu söyleniyor ama Londra'nın parkları ile karşılaştırdığımızda bana çok sönük geldi.)


Eyfel Kulesinden Seine Nehri
Evet geleyim şimdi yorumlarıma. Bir kere benim size tavsiyem Eiffel Tower'a gidince muhakkak kuleye çıkın. Kule 2 kattan oluşuyor. Birinci kata kadar yürüyerek veya asansör ile çıkıyorsunuz. Yürüyerek daha az, asansörle biraz daha fazla para ödüyorsunuz. 2.kata çıkmak ise sadece asansörle mümkün ve oraya çıkmak normal olarak daha pahalı. Bence paraya kıyın ve en üst kata kadar asansörle çıkın. Sonuçta Paris'e bir defa geliyorsunuz, belki bir daha yolunuz düşmeyecek. Niye böyle bir fırsatı kaçırasınız ki? Kulenin 1.katından da, 2.katından da Paris manzarası gerçekten muhteşem görünüyor. Çok güzel fotoğraflar yakalayacağınıza eminim. Kulenin fotoğraflarını çekmek için ise köprüden karşıya geçerek Trocadero'ya yürümeniz lazım. Buradan kulenin tamamını kadraja alabilirsiniz. Ayrıca Eiffel Tower etrafında bol miktarda bulunan kara adamlardan (Cezayir, v.s.) bir tane kule maketi almayı ihmal etmeyin. Zaten siz unutsanız da onlar size hatırlatır merak etmeyin. Fiyatları oldukça iyi ama siz yine de pazarlık etmeyi ihmal etmeyin. 


Eğer Seine nehrinde tekne turu yapacaksanız "boat pass ticket" (12 Euro) ile gün boyu teknelere binebiliyorsunuz. Ben açıkçası bütçemin bir kısmını fotoraf makinesi alımına ayırmak zorunda kaldığım için binemedim, nasıl olduğuna dair bir yorumda bulunmayacağım.

De Louvre Müzesinde
Daha öncede yazdığım gibi eğer vaktiniz varsa Musee Du Louvre'ya tam bir gün ayırın. Daha az sürede müzeyi tamamıyla gezmek imkansız. Hatta wikipedia'da yer alan bir rivayete göre müzenin tamamını gezmek 28 gün sürmektedir :) Müzede dünyanın dört bir yanından gelmiş çok değerli eserler var. Tabii ki bu eserleri gördükçe için için kızıyor insan. Bunların burada ne işi var diye? Oradaki Mısır bölgesine ait eserleri gördüğünüzde Mısır'da hiç eser kalmamış olacağını düşünebilirsiniz. Adamlar imkan bulsa piramitleri bile buraya taşırlarmış, o kadar aç gözlülük yapmışlar yani, eserleri gördüğünüzde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız :( 

Mona Lisa Tablosunu İzleyen Kalabalıklar
Bu arada Leonarda De Vinci'nin ünlü eseri Mona Lisa tablosu da bu müzede. Ben resmi görünce biraz hayal kırıklığına uğradım, bu eseri bu kadar ünlü yapan da ne anlamadım. Yani "bir tarafı ağlıyor, bir tarafı gülüyor" hikaye gibi geldi bana. O müzede ondan çok daha güzel eserler var bence. Bir sanat tarihçi o eserin önemini bana anlatırsa sevineceğim :) Zaten küçük boyutlu sayılabilecek bir tabloymuş. İlk gördüğünüzde tepkiniz muhtemelen Mona Lisa bu muymuş olacak? Bilmiyorum daha ne kadar kötüleyebilirim Mona Lisa'yı :)


Arc de Triomphe'yi (Zafer Takı) ziyarete gittiğinizde oradan Champs-Elysees'de (Şanzelize Caddesi) yürüyüş yapabilir, cadde üzerindeki kafe veya restoranlarda vakit geçirebilirsiniz. 

Love Padlock
Seine nehri üzerinde bir sürü güzel köprü bulunmakta.Buralarda bol bol yürüyüş yapın. Bunlardan ünlü bir köprü olarak Alexandra köprüsünü sayabilirim. Bunun dışında Love Padlock olarak da adlandırılan Pont des Arts köprüsünü de unutmayalım. Köprünün üzerinde aşıkların isimlerinin yazılı olduğu bir çok asma kilit (2000'e yakın:) bulunmakta. Aslında Paris'te güzel bir hatıra bırakmak için uygun bir yer. Bunun için gitmeden önce asma kilidinizi cebinize koymanız gerekiyor. Orada Türkiye'deki gibi durumdan fırsat çıkaracak asma kilitçiler henüz türememiş :) 

Sacre Coure Kilisesi
Sacre Coure kilisesi Paris merkeze oldukça uzak bir yerde. Bir tepe üzerine kurulmuş, Paris şehir manzarası da olan güzel bir yer. Geç saatte orada olunması pek tavsiye edilmiyor. Alanda yazan uyarılarda kimi gruplara karşı dikkatli olmanız belirtiliyordu. Orada biraz vakit geçirdikten sonra aşağıya inerken yol üzerinde onlarca turistik eşya satan dükkan bulunmakta. Fiyatları şehir merkezine göre daha uygun geldi bana, Paris ile ilgili hatıralık eşya ihtiyacınızı buradan karşılayabilirsiniz. Ayrıca sokak ressamları veya sanatçılarıyla pazarlık yaparak uygun fiyata güzel hatıralıklar yaptırabilirsiniz. 

Biraz da ulaşım sisteminden bahsedeyim. Ulaşım için en hızlı yol tabii ki metro. Londra'daki metro sistemine benzeyen bir sistemde Paris'te kurulmuş. Londra'daki metroya alışkın olanlar kısa zamanda çözeceklerdir. Bilmeseniz de önemli değil, ilk anlarda biraz anlamakta zorluk çekseniz de sistemi çözdüğünüzde çok rahat edeceksiniz. Kullanabileceğiniz birkaç tür bilet var. Ben aşağıda anlatayım sizin için en ekonomik olanına siz karar verin.

  • Standart T+ ticket; metro, RER, bus veya tramvayda kullanılabiliyor(Zone 1-2), Fiyatı 1.70 Euro (1.7.2011), ayrıca 10'lu T+ ticket; 12.50 Euro (1.7.2011) Bir biletle transferde yapabiliyorsunuz, ayrıntılı bilgi için http://www.ratp.fr/en/ratp/c_21895/ticket-t (İngilizce) linkini inceleyin.  
  • Mobilis; günlük seyahat kartı, metro, RER, bus veya tramvayda sınırsız kullanabilirsiniz. Sadece bileti alırken hangi bölgelerde gezeceğinizi belirtmeniz lazım ki, benim tahminim Zone 1-2 bölgesi Paris'in tüm turistik alanlarını kapsıyor. Fiyatı; Zone 1-2; 6.30 Euro, Zone 1-3; 8.40 Euro. (1.7.2011) Ben gezilerimde bu kartı kullanmıştım. Gün içinde çok gezecek iseniz en uygun fiyatlı kart bu. Ayrıntılı link için;  http://www.ratp.fr/en/ratp/c_21148/mobilis (Fransızca)
  • The Paris Visite; turistler için özel olarak hazırlanmış 1, 2, 3 veya 5 günlük seyahat kartları. Metro, RER, bus ve tramvayda gün içinde sınırsız kullanılabiliyor. 2011 tarihi itibariyle 1 günlük; 9.30 Euro, 2 günlük; 15.20 Euro, 3 günlük; 20.70 Euro (Zone 1-3). Zone 1-3 bölgesi Paris'in tüm turistik bölgelerini fazlasıyla kapsıyor. 

Ayrıca gezi öncesi aldığım notlara göre, metro 05:30-00:40 saatleri arasında, otobüs 06:30-20:30 saatleri arasında (bazı hatlar ...00:30'a kadar), gece otobüsleri 01:30-05:30 saatleri arasında çalışıyor.

59 hatlı otobüs ağında özellikle 21 ve 72 numaralar ile Paris'teki başlıca yapıtları ve mahalleleri görmek mümkün.  

Yazmın sonuna doğru yaklaşmışken genel olarak bir Paris değerlendirmesi yapmak istiyorum. Ben Paris'i beklediğimden daha elit ve güzel bir şehir olarak buldum. Muhtemelen bu sadece merkezi yerleri gezdiğim içindir ama Londra ile Paris'i kıyaslayacak olursam Paris Türkiye'ye biraz daha yakın gibi geldi bana. Paris sokaklarını gezerken sanki İstanbul-Beyoğlu'nda dolaşıyor hissine kapılıyordum. Bizim elitlerimizin Fransa hayranlığını boşuna değilmiş :) Tabii ki bunda Osmanlı'nın son dönemleri de dahil olmak üzere devrimlerde ve Avrupa'daki yaşamı örnek almada Fransa'dan fazlaca etkilenmemiz yadsınamaz bir gerçek. 

Bu noktada İngiltere ile Fransa arasında yaşam şekilleri arasında bariz bir fark var bunu söylemeliyim. Mesela en basitinden İngiltere'de pub kültürü yaygınken ve Fransa'da ise her köşe başında bir cafe var. İngiltere'de ise cafe deyince insanın aklına artık Türkiye'deki kahvehanelere benzetebileceğim Starbucks veya Costa dışında sayacak çok şey bulamazsınız. Onun dışında Paris'te oturup yemek yenebilecek bol miktarda restorant var. Fransızlar'da yemek kültürü Türkler gibi oldukça gelişmiş. Dışarıda yemek yemeyi seviyorlar.

Evet benden bu kadar, nihayet yazımın sonuna geldim. Oldukça uzun ve yazması benim açımdan yorucu bir yazı oldu. Umarım sizler için de faydalı olmuştur. Geziyi yapalı 6-7 ay oldu, kimi şeyleri unutmuş olabilirim. Onları da size bırakıyorum artık :)

Sevgi ve saygılarımla..

1 yorum: