20 Temmuz 2025 Pazar

Motosikletle 10 günlük Bulgaristan-Romanya (Transfagarasan-Transalpina)Turu

 Herkese selamlar. 1.5 yıl önce yine bu sayfada planını paylaştığım geçen yaz babamın rahatsızlığı nedeniyle ertelemek zorunda kaldığım 10 günlük Bulgaristan-Romanya (Transfagarasan & Transalpina) turunu eşimle birlikte geçen hafta içinde kazasız belasız tamamladık. Aydın'dan başlayan yolculuğumuz toplamda 3810 km yol yaparak yine Aydın'da sona erdi. Motorum: 2016 model Honda NC 750x (50 binde)

 Geleceğe anı olsun, bazı şeyler kayıtlı dursun diye bloğa yazmak alışkanlık halini aldı. Umarım okuyan herkesin faydasına olur. Öncelikle gezi rotam aşağıdaki gibi oldu. Geniş kapsamlı bir tur tercih edenlere rahatlıkla tavsiye edebilirim. 

 

 1.GÜN (4 temmuz cuma)

 İstanbul >> Dereköy Sınır Kapısı >> Burgaz  (4 sa , 350 km) 

 Burgaz >> Nesebar (Old Nesebar) (35 dak, 35 km)

  

 2.GÜN (5 temmuz cumartesi)

 Nesebar >> Varna (1:45 sa, 100 km)

 Varna >> Rusçuk Sınır Kapısı >> Bükreş (3:30 sa, 265 km)

 

 3.GÜN (6 temmuz pazar)

 Bükreş şehir gezisi

 

 4.GÜN (7 temmuz pazartesi) 

 Bükreş >> Slanic Tuz Madeni (1:45, 106 km)

 Slanic >> Peleş Kalesi  (1:25 sa, 70 km)

 Peleş Kalesi >> Transbuceği (35 dak, 20 km)

 Transbuceği >> Braşov (1:20 sa, 65 km)

  

 5.GÜN (8 temmuz salı)

 Braşov >> Bran Kalesi  (30 dak, 30 km)

 Bran Kalesi >> Curtea de Argeș (2:40 sa, 104 km)

 Curtea de Arges >> Transfagaraşan >> Sibiu (3.30 sa, 160 km)

 

6.GÜN (9 temmuz çarşamba)

 Sibiu dinlenme ve gezme

 

7.GÜN (10 temmuz perşembe)

 Sibiu >> Transalpina(DN67C) >> Novaci (4-5 sa, 210 km)

  

8.GÜN (11 temmuz cuma)

 Novaci >> Rusçuk Sınır Kapısı >> Gabrova (6 sa, 471 km)

  

9.GÜN (11 Temmuz cumartesi)

 Gabrova >> Shipka Geçidi >> Buzluca Anıtı (50 dk, 34 km)

 Buzluca Anıtı >> Kapıkule Sınır Kapısı >> Edirne (3:18 sa, 211 km)

  

Tahmini rota 2231 km

  

 Yukarıda paylaştığım rota bu turda yaptığım rotadır. 1.5 yıl önce paylaşmış olduğum plandan ve yola çıkarken yapmış olduğum rotadan biraz farklıdır. Tur boyunca rotada güncelleştirmeler ve iyileştirmeler yaptım. 

 Biraz uzun bir yazı olabilir, bu yol üzerinde planlarınız varsa sabırla okumanızı tavsiye ederim. 

 Aydın'dan yola çıkınca İstanbul'da birkaç gün mola verdim, dönüşte de aynısını yaptım. Yani aslında tura İstanbul'dan başlayıp İstanbul'da bitirmiş gibi oldum. Beni en çok korkutan Temmuz başı olması hasebiyle sınır kapı giriş ve çıkışlarında bekleme süreleriydi. Dereköy Sınır Kapısı'nda tahmini bi yarım saatlik sıra görünce en son arabanın arkasına geçtim. Önümüzdeki arabadakiler siz niye bekliyorsunuz motorlular beklemiyor, öne geçin dediler. Aynı anda iki yabancı plakalı motor yanımdan geçip ileri doğru gidince ben de biraz cesaretlenip arkalarından devam ettim. Hava sıcaktı, iyi ki geçmişim çünkü benim gördüğüm sıra kuyruğun bir kısmıymış. İleriye doğru biraz daha uzuyormuş kuyruk. Siz de çok kalabalık grup değilseniz ileri gidip arabaların yanına motoru koyup işlemlerinizi yaptırabilirsiniz. İnsanlar da sanki biraz da alışmış motorluların öne geçmesine, bir tepki görmedim ben. Orada sıkıntı yaşamadan kapıdan geçmiş olduk. Dönüşte ise Kapıkule Sınır Kapısı öyle böyle değil acayip uzun bir kuyruk vardı ve hava sıcaktı. Orada yüklü bir motorla kuyrukta bekleme ve yavaş yavaş ilerleme ihtimali olmayınca arabaların arasına girdim, bazı noktalarda araçlar bana yol aça aça tahmini bir 2-3 km ilerlemişimdir. Kuyruğun sonuna gümrük noktasına yaklaşınca bir araçtan nazikçe işaretle izin istedim, yol verince o kısımda bir şekilde hallolmuş oldu. Gezinin en sıkıntılı kısımları sınır geçişleri, kuyruklarda haliyle insanlar gergin ve sinirli olabiliyor, nazikçe işleri halletmek gerek. Benim en çok çekindiğim kısımların başında sınır geçişleri vardı; ancak hem girişte hem de çıkışta kimseyle bir münakaşaya girmeden giriş ve çıkış yapabildim.  

 Dereköyden sonra Burgaz'a uğradım. Burgaz büyük bir şehir, pek ilgimi çekmedi, Uğranmasa da olabilir. O bölgede en güzel yer Nesebar idi. Özellikle old town'da gezmek güzel oldu. 

 Yol boyunca oda ve otel rezervasyonlarını booking.com'dan yaptım. Sadece Nesebar'da yer bulurken biraz zorlandım. Muhtemelen turizm tatilinin başlaması sebebiyle diğer yerlere göre daha az alternatif vardı. Old Town'a yakın mesefade Family Hotel Orfei'de kaldım. Kaldığım yerleri tercih ederken özellikle 2 kritere dikkat ettim. Birincisi özel park yeri, ikincisi temizlik. Yol boyunca kaldığım yerler içinde puanı en düşük olan buydu (8.5) Eski ancak yenilenmiş bir oteldi, en güzel yanı ise bana avluda motosikletimi park etme imkanı sundu. Normalde park yeri var ancak yol üstü olarak görünüyor, oraya gidince sahibi avluya koyabilirsin dedi. (Büyük ve ağır motorlar için zor, aşılması gereken bir eşik var.) Ben genellikle gideceğim yerlere önceden mesaj atıp motosiklet için güvenli park yeri olup olmadığını soruyorum. Onay veren yerlerden rezervasyon yaptırıyorum. Booking.com'da işletme sahibine mesaj atma imkanı yok, sizde benzer bir yol izleyecekseniz otellerin iletişim bilgilerine internet üzerinden erişebilirsiniz. 

  Ayrıca Nesebar'da yemek yiyecekseniz hiç düşünmeyin Familia Fish&Grill'e gidin. Her yönüyle memnun kalırsınız. 

  Ertesi günü Nesebar'dan sonra yok üstü Varna'ya uğradık. Yine büyük bir şehir, ilgimi çekmedi. Sadece yol üstü mola için iyi oldu. Deniz Bahçesi'ne gidip orada gezip dinlendik. Bu bölgelerin yabancısı olduğumuz için gezerken park yeri hep sıkıntı oldu. Gitmeden önce Deniz Bahçesinde ücretli bir otopark işaretlemiştim. (https://maps.app.goo.gl/CnX6Vn1Ez4AGvrxM9) Linkini paylaştım, ancak içeri giremedim. Kameralar önden plaka okuyup açtığı için kapı açılmadı. Biri geldi İngilizce bilmiyor, zar zor anlaştık, bariyerin aradaki boşluktan geç git dedi, o kısımdan motorun geçmesi imkansız. Neyse sahile denize gelen bir Bulgar motorcu orada kapı girişindeki yolda işaretli olmayan bir yere park edebilirsin sorun olmaz deyince onunla birlikte motorlarımızı yol kenarına park ettik. Daha sonra farkettim, otopark açılır kapanır bariyerin yanından geçen motorlar ileride boş alanlara motorlarını parketmişler. Benim yan çantalarda o arada geçmem zordu, ancak bir şekilde sorunu çözmüş olduk. Ben hep bu park yeri sorunları nedeniyle kaldığım yerleri şehir merkezine yürünür mesafelerden seçmeye gayret gösteriyorum. 

 Varna'dan sonra Bükreş'e doğru yola çıkarken Rusçuk(Ruse) sınır kapısından geçiyorsunuz. Tuna Köprüsü üzerinde tadilat olduğu için tek yön işliyor. (2025 Temmuz için güncel bilgi) Yani köprüden sırayla geçiyorsunuz. Bu da 20-30 dakikalık bekleme süresi demek bilginiz olsun. Ben giderken geçiş sırası biz de olduğu için hiç beklemedim hemen geçtik. Ancak dönüşü de aynı yoldan yapmak zorunda kalınca bu sefer beklemeye yakalandım. Dönüşte 20-25 dakika kadar sıranın bize gelmesini bekledik. Tabi motosikletli olmanın avantajı ile sıranın ilerisine doğru ilerleyebiliyorsunuz. Ben biraz ilerleyip bir tırın gölgesinde sıranın bize gelmesini bekledim. Ayrıca Tuna Köprüsü geçişi motosikletler için ÜCRETSİZ. Ben bu konuda internette net bir bilgi bulamamıştım, ancak her iki seferinde de ücret ödemeden geçtim, yani net bilgi :) Normalde gişede çok kuyruk olmadı, ancak kuyruk varsa kuyruğu geçip ücretsiz bir şekilde geçiş yapabilirsiniz. Son olarak Bulgaristan-Romanya sınır geçişlerinde pasaport kontrolü yok, doğrudan geçiyorsunuz. O da bu ülkelerin AB'ye giriş sürecinin bir sonucu olmalı. Sonuç olarak gümrük kontrolü olmuyor ve pasaportunuza Romanya'ya geçtiğinize dair bir şey işlenmiyor. 

 Biz Bükreş'i de gezeceğimiz için buraya 2 gece ayırdım. Bu kısmı es geçiyorum. Bükreş'te gezilecek yerler zaten internette fazlasıyla mevcut. 

 Bükreş'i gezdikten sonra program yoğundu. Sabah erkenden yola çıkıp Slanic Tuz Madeni'ne gittik. Eski planımda Sibiu'dan Salina Turda Tuz madenine gitmek vardı. Ancak bir gün kazanmak amacıyla orayı iptal edip, yol üzerinde burayı görmeyi tercih ettim. Tuz madenleri değişik bir ortam, başka yerde böyle bir yer görmek pek mümkün olmayacaktır. O nedenle gitmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Slanic Tuz Madeninin gezdikten sonra Peleş Kalesine gittik. Bu kale Romanya'daki en meşhur kalelerden biri, kesinlikle ziyaret edilmeli. Bilginiz olsun Pazartesi ve Salı günleri ziyarete kapalı :( Biz bu nedenle içini gezemedik, ancak dış alanını tatil olsa bile gezip fotoğraflarını çekebiliyorsunuz. 10 lei park yerine ücret ödeyip kaleyi gezebilirsiniz. Park yeri görevlisi Tatar bir abim var Türkçe konuşuyor. Peleş Kalesi Sinai kentinde, buradan yarım saatlik bir sürüş ile Transbuceği yoluna ulaşabilirsiniz. Burası da Transfagarasan ve Transalpina kadar uzun olmasa da buraya kadar gelmişken gezilebilecek rotalar. Yol boyunca birçok motorcu gruba rastgeldik. Transbuceği'nde biraz sürüş yaptıktan sonra kalacağımız yer olan Braşov'a gittik. Kaldığım her yerde şehirleri de geziyorum ancak onları buraya ayrıca yazmayacağım.

 Braşov'da bir gün kaldıktan sonra Bran Kalesini ziyaret ettik. Kesinlikle bir Peleş Kalesi değil, biraz fazla reklamı yapılmış o kadar. Buradan sonra Curtea de Argeş'e doğru yola çıktık. Bilginiz olsun bu yol şu an tadilatta. (2025 Temmuz itibariyle) Bir çok yerde tek şeride düşüyor ve yine kontrollü kırmızı ışıkta bekleme süreleri ile 140 km lik yolu, 3.30 saate alıyorsunuz. Ancak bittiğinde tercih edilebilir, bu da çok güzel yayla ve köy yollarından geçmekte.  Curtea de Argeş'e geldikten sonra istikamet Transfagarasan. Top Gear'ın meşhur ettiği yol. Uzunluk olarak Curtea de Argeş ile Sibiu arası 160 km civarı ancak Transfagarasan'da fotoğraf çekimi ve gezmeyi de düşünürseniz 5-6 saat ayırmanızda fayda var. 

 Ben hem Transfagarasan'da hem de Transalpina'da farklı lezzetler aldım. İkisi de dağ yolu belki ama dinamikleri farklı. Yazıyla açıklamak zor, bunu da sizin deneyimlerinize bırakıyorum. Bu sayfalarda çokça okumuşsunuzdur ancak tekrar yazayım. Deponuzu fullemeden dağa çıkmayın, yolda benzin alma imkanı olmayacaktır. Biz Transfagarasan'a çıktığımızda hava güneşli ve çok iyiydi. Ben yazlık mont ve üstümde reflektif yelek ile keyifle yolculuğu bitirdim. Hava durumunu çok iyi takip ederek biraz da esnek bir planlama ile hem Transfagarasan'da hem de Transalpina'da yağmur görmeden turu tamamladım. Transfagarasan için; https://weawow.com/c9269983, Transalpina için https://weawow.com/c9509928 Weawow sitesinden anlık hava durumu takibi yaptım. Ayrıca Hava durumu & Radar uygulaması da uydu görüntüleri ile yağmuru takip etmekte fayda sağlıyor. 

 Çarşamba Transfagaran tüm gün güneşliydi. Perşembe Transalpina da güneşli görünüyordu ancak bir gün içinde hava aniden yağmura dönünce bir gün Sibiu'da tatili uzatmaya karar verdim. Ayrıca yorgun olduğumuz için bir gün dinlenmeye ihtiyacım vardı, iyi oldu. Perşembe günü Sibiu'yu güzelce gezdik. Cuma öğleden sonra Transalpina'da yağmur görmeyince de planı yapıp öğlen yola çıktım, bu sayede Transalpina'yı yağmursuz geçebildik. Ancak Transalpina'da hava her ne kadar güneşli olsa da öncesinde yağan yağmurun etkisi ile soğuktu. Ben de yazlık mont içine uzun kollu sweat giymiştim, yolda üşüyünce yağmurlukları giydik. O da soğuktan korudu. 

 Burada size tavsiyem eğer tatiliniz esnek ise rezervasyonlarınızı erkenden yapmayın. Kalabileceğiniz mekanları favori olarak işaretleyin, hava durumu ve yorgunluk durumunuza göre ayarlamalarınızı yapabilirsiniz. Benim turda olduğum sürede Nesebar hariç hiçbir yerde kalacak yer bulmakta zorlanmadım. Nesebar'da da hem old town'a yakın olup özel park yeri bulmak şartı beni zorladı, yoksa orada da farklı alternatifler vardı. Eskiden araba ile seyahat ederken yola çıkmadan hep kalacak yerlerimin rezervasyonlarını tatile çıkmadan yapardım ancak motorla çıktığımdan beri bu sistemi değiştirdim. O an ki durumuma göre planı güncelliyorum ki bu hem daha rahat hem de sana daha esnek bir gezi imkanı sunuyor. 

 Yeri gelmişken kıyafet konusunda size tavsiyem; mümkünse yazlık ekipman ile gidin. Dağlar hariç hemen hemen her yerde hava oldukça sıcak oluyor. Biz giderken Nesebar, Varna, Bükreş civarı 35-37 derece civarı idi, yüksek sıcaklıklar yollarda bizi oldukça etkiledi. Dönüşte ise tekrar Bükreş'ten geçtik, hava bu sefer 30-32 derece civarına inmişti. Biz dağlarda yağmura hiç yakalanmadık ama dönüş yolunda birkaç yerde kısa süreli yağmura yakalandık, yağmurluklarımızı giydik. Sonuç olarak ihtiyacınız yazlık ekipman, soğuk olduğunda sizi kurtaracak birkaç polar kıyafet veya içlik. Ayrıca yağmurluk kesinlikle olmalı. Yağmurluk aynı zamanda gerektiğinde rüzgarı da kestiği için soğuktan güzel koruyor. Geziye çıkmadan önce hava durumunu kontrol edersiniz. Ancak dağlık bölgelerde havanın değişiminin anlık olabileceğini gözden kaçırmayın ve yağmurlu bir havada yukarının oldukça soğuk olabileceğini de gözden kaçırmayın. 

 Bu arada yolda yaşadığım bi şansızlıktan bahsedeyim size için de bir tecrübe olsun. Sibiu'da yağmur nedeniyle iki gece kaldıktan sonra Transalpina'yı aşmak için yola çıktık. Honda şöyle güzel, böyle güzel bizi yolda bırakmıyor derken, Transalpina'ya çıkmadan önce Sebeş kendinde benzin almak için durduktan sonra motor marş almadı. Akü yeni idi, üzerinde bir sürü bağlantı (sis farı, gps, v.b.) bunlar da bir sorun olabilir, bağlantılar gevşemiş olabilir filan. Benzinlikte motoru zar zor çalıştırdıktan sonra bir park buldum bağlantıları kontrol etmek için durdum. Parka geldikten sonra tüm ekstra bağlantıları söktüm, tek akü kablolarını takıp tekrar denedim. Önceden zorla çalıştırdığım motosiklet hiç çalışmamaya başladı. Ben de bir telaş, neyse gaz kolunu çevirdim, aynı anda kontağa bastım motosiklet zorla da olsa çalıştı :) Hemen eşime motora atla dedim bir tamirciye gideceğiz. Tabi artık motoru kapatmıyorum, google haritalar'a baktım, Sebeş'e 20 km mesafe'de Calin Moto Service diye bir yer buldum, yorumları çok iyi, sahibi ingilizce biliyor filan. Hemen atladık gittik. Sorunu anlattım, dinledi motoru kontrol etti. Marş motoru arızalanmış. Bende parçası olabilir dedi ilk baktı bulamadı, sipariş etsek diğer gün gelecek. Dağın da diğer tarafında Novaci'de otel rezervasyonu yapmışım, o yanacak. Bunları anlattım neyse dükkanda başka bir yere baktı buldu bir parça. Bu seferde kafalar uyumlu değil. Benim marş motorunun kafasını söktü onunki ile yer değiştirdi. Taktı motor çalıştı. Ayrıca start döğmesini de söktü temizledi, falan filan. Neyse uzun lafın kısası orada benim için hayat kurtarıcı oldu. İş bitince asıl meseleye geldik, borcumuz ne kadar dedim? Ne verirsen dedi :) Üzerimde o an Lei yoktu, o da boşver birşey vermene gerek yok demeye getirdi. Yok dedim olmaz sen benim hayatımı kurtardın sana ödeme yapmam lazım. Kart kabul ediyor musun, evet deyince madem 100 Lei ver dedi. (900-950 TL civari) Ben ücreti kartla ödedim ona dedim ki senin reklamını tüm Türk arkadaşlarıma yapacağım. İşin şakası bir yana olmaz olmaz demeyin bu adresi kaydedin, dağın kuzey tarafında bir sorun yaşarsanız tek gideceğiniz yer burası olmalı. Adam hem güvenilir, hem bilgili, hem de ilgili... Sorunumu 1 saat içinde çözdü. Ben buraya internet yorumlarından etkilenerek gittim, o yorumları sonuna kadar hak ediyor desem yeridir. Ayrıca serviste ekipman, motosiklet sarf malzemeleri de satıyor bilginize. Adresi: Calin Moto Service https://maps.app.goo.gl/rifsahADqzxthdU17

 Tabi ben tamir olsa da tekrar belki çalışmaz korkusuyla yola çıkınca Transalpina yolu boyunca kalabalık olan yerler hariç hiçbir yerde kontağı kapatmadım desem yeridir 😃 Allaha şükür eve gelinceye kadar aynı sorunu bir daha yaşamadım. Transalpina'yı geçtikten sonra Novaci'de konakladım. Burası dağın kuzey eteğinde güzel bir kasaba. Bir sürü pansiyon, tarzı yerler var. Bu civarda Novaci veya Ranca'da kalabilirsiniz. Ranca ancak daha yukarıda kalıyor hava orada gece daha soğuk olacaktır. Çoğu otel ve pansiyonun kendine ait kapalı avluda park yerleri mevcut. 

 Novaci'de bir gece kaldıktan sonra dönüş yoluna geçtik. Ben dönüşte Şipka geçidi üzerinden Şipka Anıtı ve Buzluca Anıtı'nı da göreceğim için google'dan ona göre rota aldım. Birkaç çeşit yol var; harita ilk yol olarak; Novaci >> Oryahovo Sınır Kapısı(feribot ile geçiş) >> Tırnova >> Gabrova rotasını veriyor. Bu yol üzerinde Plevne, Tırnova veya Gabrova'da konaklayabilirsiniz. Ben ertesi günkü rotayı hafifletmek için Şipka geçidine en yakın nokta olan Gabrova'yı tercih ettim. Sessiz, sakin bir kasaba burası da. 

 Burada ekleyeceğim önemli nokta; Oryahova Sınır Kapısı bir feribot ile Tuna nehrinden geçişi kapsıyor ve Tuna Nehri su seviyesi düşük olduğunda seferler yapılmıyor. Ben de bunu yola çıkmadan önce şans eseri öğrendim. Eğer bu yolu kullanacaksanız muhakkak sitesinden feribotun kullanıma açık olup olmadığı (ferryboat.bg) kontrol edin. Dili Bulgarca ama Türkçeye çevirince sol ortada Duyurular kısmında feribotun hizmete açık olup olmadığını öğrenebilirsiniz. 2. alternatif;   Novaci >> Nikopol - Turnu Magurele Ferry (feribot ile geçiş) >> Tırnova >> Gabrova şeklinde. Ben geçiş yapacağım zaman Oryahova kapalı olmasına rağmen bu açıktı ancak bunda da zorunlu sefer saatleri çok azdı. (Sitesi; feribot-eurobac.ro) Zorunlu saatler dışında dolunca feribot kalıyor deniyordu. Onda da bekleme riskini alamadım ve varış saati olarak aynı, ancak yaklaşık 85 km daha uzun olan Novaci >> Rusçuk Sınır Kapısı (Tuna köprüsü üzerinden) >>  Tırnova >> Gabrova rotasını tercih ettim. Bu sefer Tuna köprüsü üzerinde bekleme sırası vardı, 25 dakika kadar sıramızı bekledik ancak bu yol bana oldukça rahat geldi. Özellikle Romanya kısmında köy yollarından geçtikten sonra Bükreş'e yakın otobana bağlanıp Ruşcuk sınır kapısını geçtikten sonrasında Gabrova'ya ulaştım. 

 Gabrova'da bir gün geçirdikten sonra yarım saat mesafedeki Shipka anıtını ve sonrasında Buzluca anıtını ziyaret edip Kapıkule Sınır Kapısına doğru yola çıktık. Belirteyim özellikle Şipka anıtı ile Buzluca anıtı arasındaki yol bozuk ama gidilmeyecek kadar değil. Yavaş gidin yeter. Gabrova'dan Şipka anıtına giden yol ve Buzluca'dan Kazanlık'a giden yol nispepen daha iyi ve keyifli idi. Sonuç olarak Kapıkule'den memleketimize giriş yaparak geziyi tamamlamış olduk. 

 Oldukça uzun bir yazı oldu. Son olarak aklıma gelen birkaç şeyi ekleyerek yazıyı bitireceğim. 

 * Bulgaristan yolları Romanya yollarına göre daha bozuktu. Bulgaristan'da köy giriş ve çıkışlarında radar kameraları hep vardı. Hız sınırı köy içinde 50 km/sa. Romanya'da radar'a hiç rastlamadım desem yeridir. Genel olarak Bulgaristan'da daha yavaş, Romanya'da daha hızlı kullandım. Ben genelde bu tarz yollarda o ülkeye ait plakalı araçları takip edip, onlara uyum sağlıyorum. Radar uyarı kültürü Bulgarlar'da da var. Radar varsa genelde sellektör yakıyorlar. Ayrıca kullandıkça ve gözlemledikçe o ülkeye ait araç kullanım dinamiklerine hakim oluyorsunuz. Yaya yollarında kesinlikle yayaya yol veriliyor, buna dikkat edin. 

 * Transfagarasan'da yollarda ayıya rastlayabilirsiniz. Biz herhalde bir 5-6 farklı yerde ayıya rasgeldik. Genelde bir noktada yolun ortasında birkaç araba durmuş bekliyorsa orada kesin ayı vardır. Ya besliyorlar ya da fotoğraflarını çekiyorlar. Ayı beslemek yasak bu arada, çokça uyarı levhası mevcut. Ayılar genelde yolun kenarda bariyerlere yaslı yemek bekliyor oluyorlar. Transalpina'da ise ayı yok sanırım. Biz yolda ayı da görmedik, ayı uyarı levhası da...

 * Transfagarasan'da meşhur fotoğrafların çekildiği bölge Balea Gölünün orada. Göle gelince Ayder yaylasına benzeyen bir kalabalık bölge göreceksiniz. Orada göle doğru yürüyünce tepede manzarayı karşıdan gören çok güzel alanlar var değerlendirin. Ayrıca yeme içme gibi ihtiyaçlarınızı buradan değerlendirebilirsiniz.    

* Yanınıza muhakkak nakit para alacaksınızdır. Ben de bu gezide yanıma Euro almıştım. Bulgar Leva ve Roman Leyi bozdurma imkanı oldu ama hep ihmal ettim. Ancak şöyle diyeyim; hiçbir yerde nakit harcamadan Transfagarasan dahil her yerde kredi kartı ile harcama yaparak sıfır nakit harcaması yaparak geziyi tamamladım. Sadece Transalpina'da bir yerde internet çekmiyordu. Sticker alacaktım, kredi kartı çalışmadığı için alamadım. Orada da euro kabul ediyordu, onu da bozuk Euro yoktu yanımda orada birşey alamadım. O da benim ihmalkarlığım oldu. Neyse sonuç olarak yanınıza fazladan nakit EURO almanıza gerek yok. Hemen hemen her yerde internet var ve dolayısıyla kredi kartı da kullanılabiliyor. Kredi kartınızı Euro&USD ekstresi olarak açtırın. Euro dışındaki tüm para birimleri USD olarak kredi kartınıza yansıyor. Kenarda dolarınız varsa banka kur farkından etkilenmeden ödemenizi USD olarak yapabilirsiniz.

 * Şehir olarak; yol güzergahınızda ise Nesebar**, Braşov**, Sibiu*** kesinlikle ayrıca vakit ayrılması gereken kentler. Gezmeden dönmeyin. Bükreş**'e ise 2 yıldız. Benzer yerleri çok gezdiyseniz büyük şehirler ilgi çekmemeye başlıyor. En azından benim için öyle. Bazı yerlere görmüş olmak için gidiyorum, o kadar...

 * Romanya'da 1 lei 9.25 TL, Bulgaristan  da 1 leva 24 TL civarı (2025 Temmuz). Romanya da 10 ile çarparak, Bulgaristan'da 25 ile çarparak tahmini TL fiyatını elde edebilirsiniz.

 * Benzin fiyatları Türkiye'de 52 TL olduğu zamanda Bulgaristan'da 58 TL, Romanya'da 66 TL civarı idi. (2025 Temmuz itibariyle)

 * Motosikletim ile 3810 km yol yaptık. Ortalama yakıt tüketimi iki kişi yüklü motor ile 3.6 litre oldu. Oldukça iyi bir oran. Toplamda 139.7 litre benzin yakmışım.

 * 10 günlük gezi toplamda bize herşey dahil 39 bin TL'ye mal oldu. Bunun 7 bin TL civarını Aydın'dan sınır kapıları giriş-çıkış Aydın'a dönüşe kadar olan süreçte Türkiye'de harcadık(yakıt, yemek, v.s.). 28 bin TL si yurtdışına çıktığımız andan itibaren harcanan para + 4 bin resmi işlemler için harcanan para. (Motosiklete yeşil sigorta, yurtdışı çıkış harçları, seyahat sağlık sigortaları, yurtdışı internet, e-sim.) Ayrıca vize sorunum yok, yeşil pasaporta sahibim.

* Son olarak telefonunuz destekliyorsa e-sim kullanın. Ben ilk defa kullandım, yol boyunca hiç internetsiz kalmadım. Birçok operatör var, çok uygun fiyatlara yurtdışı internetine sahip olabilirsiniz. Mesela tamirci aradığım zaman internetim olmasaydı, çok zorlanacağıma eminim. Ben pocket e-sim ile 5 GB paketini kullandım, İndirim kodu ile 5,5 dolar civarı bir fiyata aldım. 10 gün boyunca 3 GB civarında harcamışım. Gerçekten yurtdışında internet hızlı bitmiyor, fazla almanıza gerek yok. 

 * Telefonunuza google translate indirin, Bulgar ve Roman dillerini telefonunuza yükleyin. Genelde ürün etiketlerinde İngilizce dili bulunmuyor. Market ve restoranlarda kamera ile etiketi okutunca içeriğini Türkçe olarak okutma imkanı oluyor, tavsiye ederim.

 * Dil konusunda çekinmeye gerek yok. Bulgar ve Romen'lerin çoğunluğu doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi İngilizce bilmiyor. Ben İngilizce bilmeme rağmen çoğu yerde karşımdaki İngilizce bilmediği için bildiğimde bir işe yaramadı. Google translate ve Samsung telefonumda olan Interpreter uygulamasından faydalanarak Türkçe'den Bulgarca veya Romence'ye çeviri yaparak anlaştık. Sonuç olarak artık teknoloji gelişti, her tür sorun bir şekilde kolayca çözülebiliyor. 

 * Yol boyunca kaldığım yerlere 2 kişi 1 oda fiyatına 1500-2000 TL arası ücret verdim. Hemen hemen hepsinin motosiklet için özel park yeri imkanı vardı. Nesebar: Family Hotel Orfei(avluda park yeri, eski şehre yakın, öncesinde teyit almak gerek), Bükreş: Celine Comfort (özel park yeri, şehir merkezine uzak, çok temiz), Braşov: MB Studio (eski şehre yürünebilir mesafe, ortak alanda dıştan görünmeyen avluda park yeri), Sibiu: Villa Bohemia, kapalı avluda park yeri, eski şehre yakın mesefede, çok temiz, kesinlikle tavsiye), Novaci: Cazare Nely (kapalı avluda park yeri), Gabrova: Navial 1 (ortak avluda park yeri, yoldan görünmüyor.) Bu yerlerle ilgili booking.com'da ayrıca yorumlarım mevcut, bakabilirsiniz.  

Şimdilik aklıma gelenler bu kadar. Motosiklet veya arabayla fark etmez nasıl olursa olsun yolunuz açık olsun :)

 

30 Ağustos 2023 Çarşamba

Motosikletle Boydan Boya Yunanistan Turu

Herkese selamlar. En son yazı yazdığımın üzerinden 5 yıl geçmiş 😔 Yazıların görsele evrildiği, çoğu kişinin youtuber, vlogger olduğu şu dönemde bilmiyorum artık bloğu okuyan kaldı mı ama ben artık yazıları kendim için yazıyor gibiyim 😃 

En son paylaştığım arabayla Balkan turundan sonra büyük-küçük birçok geziler yaptım ama buraya aktarma fırsatım olmadı. Artık sadece çok önemli gördüğüm gezileri buraya aktaracağım. Zaten çoğu yerle ilgili video veya yazılar artık internette mevcut. Buralar benim ilk yazmaya başladığım dönemler gibi değil artık. Her bilgi mevcut internette.  

Neyse lafı daha da uzatmadan başlayalım. 7-8 yıl önce hayatıma motosikleti de soktum ve son yıllarda arabayla gezdiğimden çok motosikletle turlar yaptım. Motor gruplarıyla veya tek. Bu da onlardan biri, eşimle yaptığım motorla ilk yurtdışı deneyimi oldu. Aslında bu geziyi önümüzdeki yıllarda yapmayı planladığım Romanya'daki Transalpina ve Transfaragasan rotasına bir ön ısınma turu olarak planlamıştım. Kışın rotasını oluşturduğum bu planı Ağustos ayı içinde eşimle birlikte tek motor gerçekleştirme imkanı bulduk. 

Oldukça güzel ve zevkli bir tur oldu. Arabayla veya motorla seyahat etmek isteyenlere rahatlıkla tavsiye edebilirim. 

Öncelikle kışın hazırladığım plandan bahsedeyim ve sonra da bu planın ne kadarını nasıl gerçekleştirebildim onu anlatayım.

Plan tamamıyla uygulandığında yaklaşık 10-12 günlük bir rotadan oluşuyor. 


1.gün rotası












Açıkçası yola nereden çıkacağınız bilmediğim için planı İpsala girişinden başlatıyorum. Ben yola Aydın'dan çıktım, bir gün Çanakkale'de mola verip, ertesi gün İpsala'dan giriş yaptım. Motosikletle gezerken çoğunlukla otoban harici haritada ücretsiz yollar seçeneğini aktif ettim. Siz de özellikle motorla geziyorsanız çok güzel dağ veya ova yollarından gezerek gelebilirsiniz. Bu sayede hem güzel yollardan geçmiş hem de halkın yaşadığı kırsal yerleri görme şansına sahip olmuş oluyorsunuz. 

Navigasyon için daha önceden Yunanistan haritasını offline olarak yüklemiş olduğum google maps'i kullandım. Bana gezi boyunca hiç sorun çıkartmadı.

1. gün yaptığım rota yukarıda mevcut, onunla ilgili tek tavsiyem; hemen İpsala'dan girince ücretsiz yol seçeneğini aktif etmeyin. Yoksa navigasyon saçma yollardan geçtikten sonra sizi tekrar otobana sokuyor. Dedeağaç'a kadar otobandan, sonra Maronya üzerinden Nestas Deltasına devam edebilirsiniz. Burada bir ek düşeyim; ben daha önceki Balkan turunda Yunanistan üst kısımlarını gezdiğim için buradaki şehirleri es geçtim. Siz ilk defa geliyorsanız; Kavala, Selanik'e mutlaka uğrayın. (Önceki bloğumda oraları ile ilgili bilgiler mevcut.)  Yol üstü Dedeağaç, Gümülcine şehirleri de var ama görmeseniz çok şey kaybetmezsiniz. Tabii ki bu rotanıza ekstra bir gün eklemeniz demek. Bu arada unutmayın bu bir motosiklet rotası. Amacının bir kısmı da güzel virajlı dağ veya ova yollarında motosiklet sürmenin keyfini almak. Araba ile aynı keyfi alacağınızın garantisini veremem. 😉 

1. gün sonu Ouzouni Beach Camping'te bir gün konakladık. Burası Halkidiki bölgesi oluyor. Yunanistan'ın güzel plaj ve deniz kıyılarının bulunduğu kısım. 3 tane yarımadadan oluşuyor. En sağdakine girilmiyor, ortadaki Sitonya en güzel kısmı. Eğer burada biraz fazla vakit geçireyim, denize gireyim diyorsanız ortadaki yarımadayı turlayan bir plan yapabilirsiniz. Ayrıca birkaç gün veya daha fazla konaklama için kendine özel plajı olan Armenistis kamp alanı da iyi bir tercih olabilir. Biz zaman kısıtından dolayı Ouzouni kamp alanını tercih ettik. Burası da internetten gördüğümüz yorumlarla gittiğimiz her yönüyle memnun kaldığımız bir kamp alanı oldu. Her iki kamp alanına da rezervasyonsuz gitmenizi tavsiye etmem, yer bulma ihtimaliniz zor olabilir. Biz bu hatayı yaptık, sağ olsun Ouzouni kamp alanı sahibi Dimitris bize yer çıkarabilmek için çok çabaladı, güzel bir çözüm üretti. Ama bir daha rezervasyonsuz gitmek mi asla! 


2.gün rotası


2. gün doğrudan hedefe ulaşabilmek için Larissa üzerinden ücretli yollardan Meteora bölgesine yola çıktık. Meteora "havada asılı" anlamında büyük kayalıkların tepesine yapılmış manastırların olduğu bir bölge. Meteora bölgenin adı, buraya en yakın kasaba ise Kalambaka  oluyor. Konaklama için Kalambaka'da bir yer tercih edebilirsiniz. Burada hem yol yorgunluğunu atmak hem de çevreyi daha iyi gezebilmek için 2 gün kaldık. Yunanistan'da bizi en etkileyen bölge burası oldu. 

Gezilebilecek 6 veya 7 manastır mevcut. En büyüğü olan Great Meteora'yı gezmek bence yeterli olacaktır. Girişleri 3 Euro(2023 Ağustos). Unutmayın en erken kapanan manastır burası yazın 14:30 da kapanıyor. Diğerleri 16:00-17:00 civarında kapanıyor. Girmeli mi? Bence en azından biri ziyaret edilmeli, içini gezmek birkaç saatinizi alır. Ancak unutmayın girmek için uzun kuyruklar oluyor. Ayrıca küçük bir tavsiye; Great Meteora'ya girdikten sonra içeride sağ tarafta küçük bir kilise var, üstte duvarda olan tüm resimleri dikkatlice inceleyin. Manastırların yapılma sebebini çok daha iyi anlayacaksınız. 

4.gün rotası

Biz Meteora'da 2 gün kaldıktan sonra Yunanistan'da Türk-Osmanlı izlerini görebileceğiniz bir şehir olan Yanya'ya doğru yol aldık. Yanya göl kıyısında slow city olan tanımlanabilecek keyfe keder gidilebilecek bir yer. Size ve biraz da ilgilerinize bağlı. Normal de kışın yaptığım planda Yanya üzerinden, Parga ve Preveze'yi de kapsayan sahil yolu üzerinden Atina'ya inmeyi planlamıştım ama yavaş yavaş yorgunluk emareleri görme planımda bazı kısıtlamalara gitme ihtiyacı doğurdu. Yanya'da bir gün geçirdikten sonra 5. gün için Delphi'ye doğru yola çıktık. 


5.gün rotası

Yanya'dan Delphi ücretsiz yolları kullanarak yaklaşık 5 saatlik bir yoldan sonra ulaştık. Güzel bir gezi rotası idi. Siz bu planı Parga ve Preveze üzerinden olacak şekilde de güncelleyebilirsiniz. Ama bu özellikle motosiklet için ekstra bir gün konaklamaya sebep olabilir. Motosikletle mevcut yaptığım yolla bile 5 saatlik yol oldukça yorucu oldu.

 Delphi'de çok güzel bir kamp alanında Delphi Camping'de manzara'ya karşı kamp yaptık. O bölgede mevcut şartları sunan birkaç kamp yeri daha var araştırabilirsiniz. Genelde öndeki manzaralı yerleri karavancılara tahsis ediyorlar, biz motorcu olduğu için bize arkalardan bir yer teklif ettiler. Biz biraz da ısrar edince önlerden çok güzel manzaralı bir yerde kampımızı yaptık. Delphi'de ziyaret edilebilecek birkaç tarihi lokasyon var, ilgi alanınıza göre ziyaret edip etmemek size kalmış.


6.gün rotası

Delphi'den sonra yine ücretsiz yolları kullanarak Atina'ya doğru yola çıktık. Yol üzeri yine içinden geçeceğiniz Arachova adında güzel bir köy var. Mola vermek ve fotoğraf çekmek için güzel bir nokta, değerlendirin derim. 

Atina'ya vardıktan sonra merkeze yakın otele yerleştik ve 2 gün boyunca motoru kullanmadan yürüyerek Atina'yı gezdik. Atina araçla gezmek uygun bir tercih olmaz zaten, İstanbul gibi düşünün. Biz merkeze yakın olduğumuz için yürümeyi tercih ettik ama uzak olanlar için metro, otobüs gibi seçenekler de oldukça yaygın. 

Ben açıkçası belki sıcakların da etkisiyle olsa gerek Atina'yı pek beğenmedim. Birkaç tarihi lokasyon hariç(Akropolis) bir numarası yok gibi. Bir daha gelmek isteyeceğimi zannetmiyorum. 

Gezi ile ilgili rotam genel olarak böyle idi. Atina'yı gezdikten sonra Pireus(Pire) üzerinden feribotla Sakız, orada bir gün geçirdikten sonra Çeşme üzerinden feribotla Türkiye'ye dönüş gerçekleştirdim.

Ayrıca kışın oluşturduğum rotada Atina'dan Mora yarımadasını gezmeyi planladığım rotayı da altta paylaşıyorum. Yaptın mı derseniz ne mümkün 😐 Atina'ya geldiğim de öyle bir yorulmuştum ki, Atina ve Sakız'ı bile zor gezdim. Siz yine de düşünürseniz alttaki rotayı ekstra 1 veya 2 gün konaklamalı olarak planınıza alabilirsiniz. 

Mora Yarımadası turu

Yukarıdaki rotayı özellikle bu bölgeyi gezenlerin tavsiyeleri üzerine oluşturdum. Ayrıca bu rota ve Yunanistan hakkında ekstra bilgiyi Ayfer Onur Seyahatnamesi sitesinde bulabilirsiniz. 

Son olarak Facebook'ta "Motosiklet Rotaları" grubuna yazdığım yazıyı da buraya kopyalayarak yazıyı sonlandıracağım. Ufak tefek şeyler tekrar düşebilir, kusuruma bakmayın.😔Sorusu olan yine altta yorum kısmına yazabilir. 

Motosiklet Rotaları grubuna yazdığım yazı;

 Herkese selamlar. Biraz uzun bir yazı olabilir, sabırla okumanızı dilerim.😀 Kış dönemi bilgi almak için gruba yazmıştım. Buradaki arkadaşların da desteğiyle planını oluşturduğum motosikletle Yunanistan turunu geçen hafta tamamladım.

 Yaklaşık 10 günlük 2300 km'lik bir tur oldu. Eşim ve ben; tek motor(2016 Honda NC750x, 40000km) ile Aydın'dan yola çıktık. Öncelik teşekkürüm motora, yollarda hiç üzmedi beni 👌 Tek sorun yükle beraber motorun ağırlığı idi, birkaç defa durur haldeyken yana yatırdım. Ama önemli bir sorun yok. Boyum 175 cm, bi ayaktan 5 cm daha uzun olsaymışım iyiydi 😁

 Rota kısaca: Aydın > Çanakkale(1.gün konaklama) > Halkidiki (Ouzouni Camp Beach)(2.gün) > Meteora(3. ve 4.gün) > Yanya(5.gün) > Delphi(6.gün) > Atina(7. ve 8.gün) > Sakız Adası(9.gün) > Çeşme > Aydın şeklinde oldu.

 Grupta konu ile ilgili çok yazı var ama ben de kısa kısa notlarla hem rotamı hem de tecrübelerimi paylaşayım. Siz de soracak sorularınız varsa sorabilirsiniz.

 * İlk olarak Yunanistan gezisinin zamanı yaz mevsimi değil(eğer deniz, plaj ağırlıklı bir gezi yapmıyorsanız). Ege bölgesi gibi düşünün, zaten kıyı komşumuz. En güzel mevsim ilkbahar veya sonbahar olabilir. Sıcak yukarı kısımlarda zorlamasa da aşağılara indikçe artmaya başladı. (28-36 derece arası sıcaklıklarda sürdük) Yine Aydın'a göre bi tık iyiydi.

 * Daha önce de arabayla Balkan turu yapmıştım, bu motor özelinde boydan boya Yunanistan oldu. Balkan'da yukarılara çıktıkça farklılıkları hissetseniz de, Yunanistan yollarında hiç yabancılık çekmiyorsunuz.(tabelalar hariç 🙂) Sanki Ege kıyılarını geziyor gibi olduk.

 * Yol kalitesini genel olarak beğendim, küçük kasaba şehir içi yolları bizim gibi bazen bozuk, bazen güzel ama şehirler arası yollar gayet iyi idi. Bir tek ilk gün Nestas deltasında hızla ilerlerken aniden bozulan bir yola denk geldim. Orada kaza yapmadığıma şükrediyorum. Onun dışında köy yolları dahil konforlu bir gezi oldu.

 * Yunanistan'da motorla yolda ilerlerken çoğu sürücüde gördüğüm şey; arabayı biraz sağa doğru çekip size bir geçiş aralığı oluşturuyorlar, bunu beğendim, hemen solundan geçip gitmek iyi oluyor.

 * Motor gezisinde diğer arkadaşların da yazdığı gibi 300 km üzeri yol yoruyor. Bu nedenle ara ara ekstra dinlenmek için aralar vermek lazım. Otoban harici çok fazla durmak için nokta yoktu, nerede gölge buldum duruyordum.

 * Otoban o gün bir yere ulaşma zorunluluğum yoksa kullanmamaya gayret ettim. Gerçekten de otoban adamı daha çok yoruyor bazen ve sıkıcı oluyor. Ara yollardan gitmek daha zevkli oldu hep. Otobanlara 10-11 Euro civarı para bıraktım.

 * Telefonuma uygulama olarak maps.me ve google maps'te tüm Yunanistan haritasını offline olarak yüklemiştim. Balkan gezisinde maps.me yi kullanmış memnun kalmıştım ama bu sefer hep offline harita olarak google maps kullandım. Tüm yol boyunca işimi gördü. Bir de google translate sözlüğü market ve bazı restoranlarda çok işimi gördü. Özellikle fotoğrafla okutma olayı 🙂 Yunanca, İngilizce ve Türkçe dillerini yola çıkmadan önce yüklemiştim. İnternet olarak Türk Telekom'dan 1 haftalık 1 gb paket satın almıştım, hiç ihtiyaç duymadım desem yeridir. Son gün Atina'da boşa gitmesin diye kullandım o kadar. Tüm planlamalarımı ve rezervasyon, v.s. otellerin internetlerin kullanarak yaptım. Ama cepte böyle bir alternatifin olması iyi oluyor. Almakta fayda var, fiyat uygun.

 * Otel ve pansiyon rezervasyonları için sadece booking.com'u kullandım ve genelde çoğu rezervasyonu gitmeden 1-2 gün önce yapıyordum. Benim için daha pratik oldu, çünkü bu sayede gezimi daha esnek planlayabildim. Gittiğim otel ve pansiyonlar hepsi çok temiz ve iyiydi.(Fiyat olarak 40-50 Euro arası ödedim) İki defa kamp yaptım, kamplar 25 Euro idi. Ama Avrupa'da da fiyatlar artmış, 4-5 yıl önceki Balkan turunda otel ve pansiyonlara 20-25 Euro, kamplara 10-15 Euro harcadığımı hatırlıyorum. Aradan geçen zamana göre yine de iyi 🙂

 * Kaldığım yerler;

-Halkidiki (Ouzouni Beach Camping), çok düzenli ve güzel bir kamp alanı, rezervasyonsuz gitmeyin yer bulamazsınız.

-Meteora 1.gün (Toti Boutique Hotel-motosiklet için kapalı park yeri var-güvenli),

-Meteora 2.gün (Guesthouse Bloustos Rooms-motoru iç avluda odanın hemen önüne koyduk-güvenli)

-Yanya (Anesis-otelin önündeki alana koyuyorsunuz-genel olarak sakin bir bölge, güvenli),

-Delphi (Delphi Camping) Manzara efsane, en önde yer vermeleri için ısrar edin, yoksa ilk anda motosikletlere arka yerleri teklif ediyorlar. Önleri karavanlara ayırıyorlar. Biz de yoğun değildi galiba, önde çok güzel bir yerde kamp yaptık.

-Atina (Noho Boutique hotel-küçük ardiye olarak kullandıkları kapalı bir garajı var, özelden irtibata geçmiştim, bize orada yer ayarladılar, çok iyi oldu. Onun dışında park yeri yok sayılır, yokuş bir yerde sokak. Merkeze yürüme mesafesi yakın. Park yeri için gitmeden irtibata geçip sormak lazım.)

 Eşim temizlik konusunda hassastır. Kaldığımız herbir yeri çok beğendi. Bu nedenle eşli gidenlere de bu konumları rahatlıkla tavsiye edebilirim. Fiyat-fayda oranları oldukça iyi idi.

 Rotalar hakkında kısaca;

- İlk olarak İpsala'dan girdiğinizde, hemen ücretsiz yola girmeyin. Dedeağaç'a kadar otoyoldan, sonra Maronya, Nestas Deltası, Kavala istikametinden devam edin. Yoksa saçma yerlere girip çıkıyorsunuz 🙂

- Halhidiki de iki tane kamp alanı beğendim ben; birincisi Armenistis diğeri Ouzouni'di. Armenistis planıma uzak kaldığı için, Ouzouni'yi tercih ettim. Birkaç gün kalacaksanız Armenistis iyi bir tercih olabilir. Ama muhakkak rezervasyonla gidin, yoksa yazın yer bulamama ihtimaliniz yüksek olabilir.

- Halkidiki'den Meteora'ya geçiş için, Larissa üzerinden otoban kullanarak gittim. Meteora bölgenin adı, en yakın kasaba Kalambaka, orada yer ayarlayabilirsiniz. Meteora'da iki gün geçirdim. Hem gezdim hem de biraz dinlendim. Motosiklet için en güzel lokasyon burası idi.

- Meteora'dan Yanya geçiş size kalmış. Yanya göl kıyısında şirin bir şehir. Osmanlı-Türk izlerini görmek için gidilebilir.

- Yanya'dan Delphi'ye parasız yoldan gittim, güzel bir yoldu.

- Delphi'den Atina'ya parasız yoldan gittim. Özellikle Delphi'den ilk çıkış yolları dağlar arasından efsane, yol üzeri Arachova güzel, içinden geçiyorsunuz zaten. Sonra ova yolu biraz sıkıcı. Üzücü bir olay ki yangın Yunanistan'ı da bazı bölgelerde kötü etkilemiş, izlerini yollarda görmek mümkün.

- Atina'da iki gün geçirdim. Açıkçası Atina'yı çok beğenmedim. Belki yaz sıcaklığının etkisi bilemiyorum. Tarihi birkaç yeri (Akrapolis) hariç çok ilgi çekici bir şehir olarak gelmedi bana. Ama bunu da deneyimlemek lazımmış. Bir daha gitmeyi tercih etmem.

- Pireus(Pire'den) Sakız adasına feribot akşam 20:00 sabah 04:30 varışlı idi.(8.30 saat yolculuk) Feribot için 125+5+5(airlounge koltuk)=135 Euro ödedim. Ama genel olarak gemi çok dolu değildi, paralı koltuk almasanız bile biraz erken giderseniz güzel bir yerde(koltuklu) kendinize ait bir yer bulma şansınız var. Bir daha feribota binersem özel koltuk tercih etmeyebilirim. Gemide şarj için sınırlı sayıda priz vardı, birkaç defa yer bulduk telefonlarımızı şarj ettik. Gemi 20:00'de kalkıyordu, biz 18:30'da oradaydık ve bir sürü boş yer vardı gemide, saat ilerledikçe doldu.

- Pire'den Sakız adasına 04:30 gibi varıyorsunuz. Limandan hemen çıkınca sola doğru gidince açık kafeler var. İnenler hemen oraya gidiyor. Sabahın olmasını beklemek için uygun bir alan. En sağdaki kafeyi(Perres) tavsiye ederim. Güzel şirin bir kafe, güzel kahve, kruvasan ve börekleri var. Fiyatları da oldukça uygundu.

- Sakız'dan Çeşmeye gitmek için hem sabah hem de öğleden sonra küçük feribotlar var. Biz gün içinde Sakız adasını gezmeyi planladığımız için öğleden sonra 17:30'daki feribota bilet almıştık. İki feribot biletini de internetten aldım. Atina-Sakız(Hellenic Seaways), Sakız-Çeşme(ferryhopper uygulaması ile Sunrise Line) Farklı Turyol, Ertürk gibi firmalar da var. Bilmiyorum motosiklete yer bulma da sorun olur mu ama sadece 3 araba alacak kadar yerleri oluyor, bilginize. Önceden biletleri almak iyi olabilir.

- Sakız'da merkez'de gezilecek bir yer pek yok. Ama yakın mesafede Prygi ve Mesta köylerini muhakkak gezin. Bir de Pyrgi köyünde Sakız müzesi var, orayı da ziyaret etmeyi planlıyordum ama benim gittiğim Salı günü kapalıydı. Ben gün içinde hem bu iki köyü, hem Sakız adası etrafında turu, hem de Sakız merkezi gezmeyi bitirdim. Sakız'dan Çeşmeye feribotla gidiş, yarım saat kadar sürüyor.

- Bu arada sizin de dikkatinizi çekecektir ve bu muhtemelen herkesin sorguladığı bir durumdur; Atina-Sakız 8.5 saat feribotla 125 euro, Sakız-Çeşme yarım saat feribotla 92 euro. Oran-fiyat dengesi arasında muazzam uçurum var. Bunu feribotta arabayla yolculuk eden biriyle de konuştuk; o da sormuş birine. Atina-Sakız ülke içi seyahat, Sakız-Çeşme ülkeler arası seyahat sayılıyormuş. Fiyat farkının sebebi buymuş. Bana da mantıklı geldi, daha ayrıntılı bilgisi olan varsa yazarsa sevinirim.

- Bu arada yazayım; planımda halihazırda Mora Yarımadası'nı da gezmek vardı. Ama hem sıcaklar, hem yorgunluk bu kadar yeter dedirtti 🙂

 Motorla ilk yurtdışı tecrübesini yaşadım. Eşimle çok güzel bir gezi geçirdik.

 Aklıma ilk etapta gelenler bunlar, yine bir şeyler geldikçe ekleme yaparım.

EKLER:

Ek 1: Vize sorunum yoktu, yeşil pasaport sahibiyim.

Ek 2: Yan çantalar hepco becker, Alman malı. Kabuğu o kadar kalın ki bu yüzden içine az eşya alıyor. Bu yüzden pek sevmiyordum. Ama yana yatmalarda beni hep yan çantalar kurtardı. Ne motora ne de çantalara en ufak birşey olmadı. Yani yan çantanız sağlam olsun, bizde bu sayede tecrübe etmiş olduk. 😉

Ek 3: Honda nc750x ortalama 3.9 litre yakıt yaktı. Genel olarak oldukça iyi bir oran oldu. Çünkü hemen hemen hiç yavaş sürmedim, köy yolu, dağ bayır gezdik hep. Yunanistan da benzin pahalı. Yaklaşık 2 Euro.

Ek 4: Yanıma nakit bayağı almıştım ama çok az kullandım. Nakit isteyen yerler hariç hep kredi kartı ile alışveriş yaptım. Ödeme olarakta bankadan euro ile ödemeyi aktif ediyorsunuz, ekstra kesildiğinde euro ödemesi yapıyorsunuz. Yani kurdan bir zararınız olmuyor.

Ek 5: Merak eden muhakkak olur, şuraya da bi masraf listesi bırakayım 😉

 

  Ek 6: Rota genel olarak bu minvalde oldu.

 


 Ek 7: Özellikle parasız yollarda ara ara radar uyarıları görüyorsunuz. Uyarıyı gördükten belli bir mesafe gittikten sonra arkadan çeken kameralar var. Yani kameralar eğer aktifse motor olarak yakalanmama şansınız yok. Tek şans gördüğünüzde ani frenle yavaşlamak olabilir.(Ama tehlikeli) Türkiye'deki gibi polis çevirmesi ile hiç karşılaşmadım; bir defa yol kenarı polis aracı, bolca da arkadan çeken kameraya denk geldim. Özellikle bazı kasaba giriş çıkışlarında. Gümrük çıkışı belki ceza yemişimdir diye endişelendim biraz ama bir şey gelmedi. Kim bilir belki varsa ceza adrese gelir. Yurtdışında uygulama nasıl bilmiyorum açıkçası.

 Ek 8: Gezi planı ve bu gezi ile ilgili diğer paylaşımlarım için Facebook grup linkleri,

 * kışın hazırladığım plan yazısı linki;

 https://www.facebook.com/groups/1227417460640563/permalink/5958431400872455/

 * yazın gezi sonrası paylaştığım bilgilendirme linki;

 https://www.facebook.com/groups/1227417460640563/permalink/6447834208598836/

 Dikkat: İki linkte gruba üyelik gerektirir.

Okuduğunuz için teşekkür ederim. İyi gezmeler herkese. 🙋

 

8 Ekim 2018 Pazartesi

Arabayla Balkan Turu (7 ülke)

Değerli ziyaretçiler, yeni yazıma öncelikle sizlerden özür dileyerek başlıyorum. Çok ihmal ettim bloğumu biliyorum ama emin olun şartlar yazmak için pek müsait olmadı. Yazılara ara verdiğim iki yıl boyunca çok miktarda küçük çaplı geziler yaptım, çok güzel yerler gördüm ama bunları yazıya dökme fırsatı bulamadım. Başladığım kimi yazılar ise yarım kaldı. Bu yaz ise gezilerimin doruk noktaya ulaştığı bir sene oldu. Dile kolay 2018 yazı arabamla 10.000 km'yi gördüm. Bunlardan ilki Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu'yu içeren 3000 km'lik birinci gezi, diğeri ise sınır kapısından itibaren yine 3000 km'lik ve 7 ülkeyi içeren Balkanlar turu oldu. Geri kalan mesafeler ise küçük çapta geziler ve diğer ulaşım mesafelerini içeriyor. 

14 Ağustos 2016 Pazar

Kapadokya Gezi Rehberi

Merhaba değerli blog takipçileri. Gezi bloğuma yeni bir gezi rehberi eklemenin zamanı geldi de geçiyor bile. Başta şunu itiraf edeyim; ben bu geziyi geçen yıl yaptığım Rize - Gümüşhane - Kayseri gezi rotamın devamı olarak, tam da bir yıl önce  Ağustos ayı içinde gerçekleştirdim. Geçen yaz Ağustos ayında yazdığım Rize ve Gümüşhane Gezi Rehberinden sonra yıl içinde müsait bir anımda yazarım dediğim Kapadokya Gezi Rehberini -yıl içinde o kadar yoğun bir çalışma temposu geçirdim ki- yazmak bugüne nasip oldu. Neyse yapacak birşey yok, canım sağolsun :)

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Rize (Ayder Yaylası-Zilkale-Palovit Şelalesi) Ve Gümüşhane(Karaca Mağarası-Tomara Şelalesi) Gezi Rehberi

Herkese merhabalar. Uzun bir aradan sonra yaz tatili vasıtasıyla gezilere yeniden başladım. Bu yazımda size günübirlik bir gezi planı paylaşacağım. Aslında kapsamlı bir yayla turu yapmayı planlarken çeşitli sebeplerle turumu günübirlik Rize Ayder Yaylası ve çevresi ile sınırladım. Ama sizlere tavsiyem Rize ve çevresini tam olarak rahatça gezebilmek için iki gününüzü ayırmanız.