Herkese selamlar. En son yazı yazdığımın üzerinden 5 yıl geçmiş 😔 Yazıların görsele evrildiği, çoğu kişinin youtuber, vlogger olduğu şu dönemde bilmiyorum artık bloğu okuyan kaldı mı ama ben artık yazıları kendim için yazıyor gibiyim 😃
En son paylaştığım arabayla Balkan turundan sonra büyük-küçük birçok geziler yaptım ama buraya aktarma fırsatım olmadı. Artık sadece çok önemli gördüğüm gezileri buraya aktaracağım. Zaten çoğu yerle ilgili video veya yazılar artık internette mevcut. Buralar benim ilk yazmaya başladığım dönemler gibi değil artık. Her bilgi mevcut internette.
Neyse lafı daha da uzatmadan başlayalım. 7-8 yıl önce hayatıma motosikleti de soktum ve son yıllarda arabayla gezdiğimden çok motosikletle turlar yaptım. Motor gruplarıyla veya tek. Bu da onlardan biri, eşimle yaptığım motorla ilk yurtdışı deneyimi oldu. Aslında bu geziyi önümüzdeki yıllarda yapmayı planladığım Romanya'daki Transalpina ve Transfaragasan rotasına bir ön ısınma turu olarak planlamıştım. Kışın rotasını oluşturduğum bu planı Ağustos ayı içinde eşimle birlikte tek motor gerçekleştirme imkanı bulduk.
Oldukça güzel ve zevkli bir tur oldu. Arabayla veya motorla seyahat etmek isteyenlere rahatlıkla tavsiye edebilirim.
Öncelikle kışın hazırladığım plandan bahsedeyim ve sonra da bu planın ne kadarını nasıl gerçekleştirebildim onu anlatayım.
Plan tamamıyla uygulandığında yaklaşık 10-12 günlük bir rotadan oluşuyor.
1.gün rotası |
Açıkçası yola nereden çıkacağınız bilmediğim için planı İpsala girişinden başlatıyorum. Ben yola Aydın'dan çıktım, bir gün Çanakkale'de mola verip, ertesi gün İpsala'dan giriş yaptım. Motosikletle gezerken çoğunlukla otoban harici haritada ücretsiz yollar seçeneğini aktif ettim. Siz de özellikle motorla geziyorsanız çok güzel dağ veya ova yollarından gezerek gelebilirsiniz. Bu sayede hem güzel yollardan geçmiş hem de halkın yaşadığı kırsal yerleri görme şansına sahip olmuş oluyorsunuz.
Navigasyon için daha önceden Yunanistan haritasını offline olarak yüklemiş olduğum google maps'i kullandım. Bana gezi boyunca hiç sorun çıkartmadı.
1. gün yaptığım rota yukarıda mevcut, onunla ilgili tek tavsiyem; hemen İpsala'dan girince ücretsiz yol seçeneğini aktif etmeyin. Yoksa navigasyon saçma yollardan geçtikten sonra sizi tekrar otobana sokuyor. Dedeağaç'a kadar otobandan, sonra Maronya üzerinden Nestas Deltasına devam edebilirsiniz. Burada bir ek düşeyim; ben daha önceki Balkan turunda Yunanistan üst kısımlarını gezdiğim için buradaki şehirleri es geçtim. Siz ilk defa geliyorsanız; Kavala, Selanik'e mutlaka uğrayın. (Önceki bloğumda oraları ile ilgili bilgiler mevcut.) Yol üstü Dedeağaç, Gümülcine şehirleri de var ama görmeseniz çok şey kaybetmezsiniz. Tabii ki bu rotanıza ekstra bir gün eklemeniz demek. Bu arada unutmayın bu bir motosiklet rotası. Amacının bir kısmı da güzel virajlı dağ veya ova yollarında motosiklet sürmenin keyfini almak. Araba ile aynı keyfi alacağınızın garantisini veremem. 😉
1. gün sonu Ouzouni Beach Camping'te bir gün konakladık. Burası Halkidiki bölgesi oluyor. Yunanistan'ın güzel plaj ve deniz kıyılarının bulunduğu kısım. 3 tane yarımadadan oluşuyor. En sağdakine girilmiyor, ortadaki Sitonya en güzel kısmı. Eğer burada biraz fazla vakit geçireyim, denize gireyim diyorsanız ortadaki yarımadayı turlayan bir plan yapabilirsiniz. Ayrıca birkaç gün veya daha fazla konaklama için kendine özel plajı olan Armenistis kamp alanı da iyi bir tercih olabilir. Biz zaman kısıtından dolayı Ouzouni kamp alanını tercih ettik. Burası da internetten gördüğümüz yorumlarla gittiğimiz her yönüyle memnun kaldığımız bir kamp alanı oldu. Her iki kamp alanına da rezervasyonsuz gitmenizi tavsiye etmem, yer bulma ihtimaliniz zor olabilir. Biz bu hatayı yaptık, sağ olsun Ouzouni kamp alanı sahibi Dimitris bize yer çıkarabilmek için çok çabaladı, güzel bir çözüm üretti. Ama bir daha rezervasyonsuz gitmek mi asla!
2.gün rotası |
2. gün doğrudan hedefe ulaşabilmek için Larissa üzerinden ücretli yollardan Meteora bölgesine yola çıktık. Meteora "havada asılı" anlamında büyük kayalıkların tepesine yapılmış manastırların olduğu bir bölge. Meteora bölgenin adı, buraya en yakın kasaba ise Kalambaka oluyor. Konaklama için Kalambaka'da bir yer tercih edebilirsiniz. Burada hem yol yorgunluğunu atmak hem de çevreyi daha iyi gezebilmek için 2 gün kaldık. Yunanistan'da bizi en etkileyen bölge burası oldu.
Gezilebilecek 6 veya 7 manastır mevcut. En büyüğü olan Great Meteora'yı gezmek bence yeterli olacaktır. Girişleri 3 Euro(2023 Ağustos). Unutmayın en erken kapanan manastır burası yazın 14:30 da kapanıyor. Diğerleri 16:00-17:00 civarında kapanıyor. Girmeli mi? Bence en azından biri ziyaret edilmeli, içini gezmek birkaç saatinizi alır. Ancak unutmayın girmek için uzun kuyruklar oluyor. Ayrıca küçük bir tavsiye; Great Meteora'ya girdikten sonra içeride sağ tarafta küçük bir kilise var, üstte duvarda olan tüm resimleri dikkatlice inceleyin. Manastırların yapılma sebebini çok daha iyi anlayacaksınız.
4.gün rotası |
Biz Meteora'da 2 gün kaldıktan sonra Yunanistan'da Türk-Osmanlı izlerini görebileceğiniz bir şehir olan Yanya'ya doğru yol aldık. Yanya göl kıyısında slow city olan tanımlanabilecek keyfe keder gidilebilecek bir yer. Size ve biraz da ilgilerinize bağlı. Normal de kışın yaptığım planda Yanya üzerinden, Parga ve Preveze'yi de kapsayan sahil yolu üzerinden Atina'ya inmeyi planlamıştım ama yavaş yavaş yorgunluk emareleri görme planımda bazı kısıtlamalara gitme ihtiyacı doğurdu. Yanya'da bir gün geçirdikten sonra 5. gün için Delphi'ye doğru yola çıktık.
5.gün rotası |
Yanya'dan Delphi ücretsiz yolları kullanarak yaklaşık 5 saatlik bir yoldan sonra ulaştık. Güzel bir gezi rotası idi. Siz bu planı Parga ve Preveze üzerinden olacak şekilde de güncelleyebilirsiniz. Ama bu özellikle motosiklet için ekstra bir gün konaklamaya sebep olabilir. Motosikletle mevcut yaptığım yolla bile 5 saatlik yol oldukça yorucu oldu.
6.gün rotası |
Delphi'den sonra yine ücretsiz yolları kullanarak Atina'ya doğru yola çıktık. Yol üzeri yine içinden geçeceğiniz Arachova adında güzel bir köy var. Mola vermek ve fotoğraf çekmek için güzel bir nokta, değerlendirin derim.
Atina'ya vardıktan sonra merkeze yakın otele yerleştik ve 2 gün boyunca motoru kullanmadan yürüyerek Atina'yı gezdik. Atina araçla gezmek uygun bir tercih olmaz zaten, İstanbul gibi düşünün. Biz merkeze yakın olduğumuz için yürümeyi tercih ettik ama uzak olanlar için metro, otobüs gibi seçenekler de oldukça yaygın.
Ben açıkçası belki sıcakların da etkisiyle olsa gerek Atina'yı pek beğenmedim. Birkaç tarihi lokasyon hariç(Akropolis) bir numarası yok gibi. Bir daha gelmek isteyeceğimi zannetmiyorum.
Gezi ile ilgili rotam genel olarak böyle idi. Atina'yı gezdikten sonra Pireus(Pire) üzerinden feribotla Sakız, orada bir gün geçirdikten sonra Çeşme üzerinden feribotla Türkiye'ye dönüş gerçekleştirdim.
Ayrıca kışın oluşturduğum rotada Atina'dan Mora yarımadasını gezmeyi planladığım rotayı da altta paylaşıyorum. Yaptın mı derseniz ne mümkün 😐 Atina'ya geldiğim de öyle bir yorulmuştum ki, Atina ve Sakız'ı bile zor gezdim. Siz yine de düşünürseniz alttaki rotayı ekstra 1 veya 2 gün konaklamalı olarak planınıza alabilirsiniz.
Mora Yarımadası turu |
Yukarıdaki rotayı özellikle bu bölgeyi gezenlerin tavsiyeleri üzerine oluşturdum. Ayrıca bu rota ve Yunanistan hakkında ekstra bilgiyi Ayfer Onur Seyahatnamesi sitesinde bulabilirsiniz.
Son olarak Facebook'ta "Motosiklet Rotaları" grubuna yazdığım yazıyı da buraya kopyalayarak yazıyı sonlandıracağım. Ufak tefek şeyler tekrar düşebilir, kusuruma bakmayın.😔Sorusu olan yine altta yorum kısmına yazabilir.
Motosiklet Rotaları grubuna yazdığım yazı;
-Halkidiki (Ouzouni Beach Camping), çok düzenli ve güzel bir
kamp alanı, rezervasyonsuz gitmeyin yer bulamazsınız.
-Meteora 1.gün (Toti Boutique Hotel-motosiklet için kapalı
park yeri var-güvenli),
-Meteora 2.gün (Guesthouse Bloustos Rooms-motoru iç avluda
odanın hemen önüne koyduk-güvenli)
-Yanya (Anesis-otelin önündeki alana koyuyorsunuz-genel
olarak sakin bir bölge, güvenli),
-Delphi (Delphi Camping) Manzara efsane, en önde yer
vermeleri için ısrar edin, yoksa ilk anda motosikletlere arka yerleri teklif
ediyorlar. Önleri karavanlara ayırıyorlar. Biz de yoğun değildi galiba, önde
çok güzel bir yerde kamp yaptık.
-Atina (Noho Boutique hotel-küçük ardiye olarak
kullandıkları kapalı bir garajı var, özelden irtibata geçmiştim, bize orada yer
ayarladılar, çok iyi oldu. Onun dışında park yeri yok sayılır, yokuş bir yerde
sokak. Merkeze yürüme mesafesi yakın. Park yeri için gitmeden irtibata geçip
sormak lazım.)
- İlk olarak İpsala'dan girdiğinizde, hemen ücretsiz yola
girmeyin. Dedeağaç'a kadar otoyoldan, sonra Maronya, Nestas Deltası, Kavala
istikametinden devam edin. Yoksa saçma yerlere girip çıkıyorsunuz 🙂
- Halhidiki de iki tane kamp alanı beğendim ben; birincisi
Armenistis diğeri Ouzouni'di. Armenistis planıma uzak kaldığı için, Ouzouni'yi
tercih ettim. Birkaç gün kalacaksanız Armenistis iyi bir tercih olabilir. Ama
muhakkak rezervasyonla gidin, yoksa yazın yer bulamama ihtimaliniz yüksek
olabilir.
- Halkidiki'den Meteora'ya geçiş için, Larissa üzerinden
otoban kullanarak gittim. Meteora bölgenin adı, en yakın kasaba Kalambaka,
orada yer ayarlayabilirsiniz. Meteora'da iki gün geçirdim. Hem gezdim hem de
biraz dinlendim. Motosiklet için en güzel lokasyon burası idi.
- Meteora'dan Yanya geçiş size kalmış. Yanya göl kıyısında
şirin bir şehir. Osmanlı-Türk izlerini görmek için gidilebilir.
- Yanya'dan Delphi'ye parasız yoldan gittim, güzel bir
yoldu.
- Delphi'den Atina'ya parasız yoldan gittim. Özellikle
Delphi'den ilk çıkış yolları dağlar arasından efsane, yol üzeri Arachova güzel,
içinden geçiyorsunuz zaten. Sonra ova yolu biraz sıkıcı. Üzücü bir olay ki
yangın Yunanistan'ı da bazı bölgelerde kötü etkilemiş, izlerini yollarda görmek
mümkün.
- Atina'da iki gün geçirdim. Açıkçası Atina'yı çok
beğenmedim. Belki yaz sıcaklığının etkisi bilemiyorum. Tarihi birkaç yeri
(Akrapolis) hariç çok ilgi çekici bir şehir olarak gelmedi bana. Ama bunu da
deneyimlemek lazımmış. Bir daha gitmeyi tercih etmem.
- Pireus(Pire'den) Sakız adasına feribot akşam 20:00 sabah
04:30 varışlı idi.(8.30 saat yolculuk) Feribot için 125+5+5(airlounge koltuk)=135
Euro ödedim. Ama genel olarak gemi çok dolu değildi, paralı koltuk almasanız
bile biraz erken giderseniz güzel bir yerde(koltuklu) kendinize ait bir yer
bulma şansınız var. Bir daha feribota binersem özel koltuk tercih
etmeyebilirim. Gemide şarj için sınırlı sayıda priz vardı, birkaç defa yer
bulduk telefonlarımızı şarj ettik. Gemi 20:00'de kalkıyordu, biz 18:30'da
oradaydık ve bir sürü boş yer vardı gemide, saat ilerledikçe doldu.
- Pire'den Sakız adasına 04:30 gibi varıyorsunuz. Limandan
hemen çıkınca sola doğru gidince açık kafeler var. İnenler hemen oraya gidiyor.
Sabahın olmasını beklemek için uygun bir alan. En sağdaki kafeyi(Perres)
tavsiye ederim. Güzel şirin bir kafe, güzel kahve, kruvasan ve börekleri var.
Fiyatları da oldukça uygundu.
- Sakız'dan Çeşmeye gitmek için hem sabah hem de öğleden
sonra küçük feribotlar var. Biz gün içinde Sakız adasını gezmeyi planladığımız
için öğleden sonra 17:30'daki feribota bilet almıştık. İki feribot biletini de
internetten aldım. Atina-Sakız(Hellenic Seaways), Sakız-Çeşme(ferryhopper
uygulaması ile Sunrise Line) Farklı Turyol, Ertürk gibi firmalar da var.
Bilmiyorum motosiklete yer bulma da sorun olur mu ama sadece 3 araba alacak
kadar yerleri oluyor, bilginize. Önceden biletleri almak iyi olabilir.
- Sakız'da merkez'de gezilecek bir yer pek yok. Ama yakın
mesafede Prygi ve Mesta köylerini muhakkak gezin. Bir de Pyrgi köyünde Sakız
müzesi var, orayı da ziyaret etmeyi planlıyordum ama benim gittiğim Salı günü
kapalıydı. Ben gün içinde hem bu iki köyü, hem Sakız adası etrafında turu, hem
de Sakız merkezi gezmeyi bitirdim. Sakız'dan Çeşmeye feribotla gidiş, yarım
saat kadar sürüyor.
- Bu arada sizin de dikkatinizi çekecektir ve bu muhtemelen
herkesin sorguladığı bir durumdur; Atina-Sakız 8.5 saat feribotla 125 euro,
Sakız-Çeşme yarım saat feribotla 92 euro. Oran-fiyat dengesi arasında muazzam
uçurum var. Bunu feribotta arabayla yolculuk eden biriyle de konuştuk; o da
sormuş birine. Atina-Sakız ülke içi seyahat, Sakız-Çeşme ülkeler arası seyahat
sayılıyormuş. Fiyat farkının sebebi buymuş. Bana da mantıklı geldi, daha
ayrıntılı bilgisi olan varsa yazarsa sevinirim.
- Bu arada yazayım; planımda halihazırda Mora Yarımadası'nı da gezmek vardı. Ama hem sıcaklar, hem yorgunluk bu kadar yeter
dedirtti 🙂
EKLER:
Ek 1: Vize sorunum yoktu, yeşil pasaport sahibiyim.
Ek 2: Yan çantalar hepco becker, Alman malı. Kabuğu o kadar
kalın ki bu yüzden içine az eşya alıyor. Bu yüzden pek sevmiyordum. Ama yana
yatmalarda beni hep yan çantalar kurtardı. Ne motora ne de çantalara en ufak
birşey olmadı. Yani yan çantanız sağlam olsun, bizde bu sayede tecrübe etmiş
olduk. 😉
Ek 3: Honda nc750x ortalama 3.9 litre yakıt yaktı. Genel
olarak oldukça iyi bir oran oldu. Çünkü hemen hemen hiç yavaş sürmedim, köy
yolu, dağ bayır gezdik hep. Yunanistan da benzin pahalı. Yaklaşık 2 Euro.
Ek 4: Yanıma nakit bayağı almıştım ama çok az kullandım.
Nakit isteyen yerler hariç hep kredi kartı ile alışveriş yaptım. Ödeme olarakta
bankadan euro ile ödemeyi aktif ediyorsunuz, ekstra kesildiğinde euro ödemesi
yapıyorsunuz. Yani kurdan bir zararınız olmuyor.
Ek 5: Merak eden muhakkak olur, şuraya da bi masraf listesi
bırakayım 😉
Ek 7: Özellikle parasız yollarda ara ara radar uyarıları görüyorsunuz. Uyarıyı gördükten belli bir mesafe gittikten sonra arkadan çeken kameralar var. Yani kameralar eğer aktifse motor olarak yakalanmama şansınız yok. Tek şans gördüğünüzde ani frenle yavaşlamak olabilir.(Ama tehlikeli) Türkiye'deki gibi polis çevirmesi ile hiç karşılaşmadım; bir defa yol kenarı polis aracı, bolca da arkadan çeken kameraya denk geldim. Özellikle bazı kasaba giriş çıkışlarında. Gümrük çıkışı belki ceza yemişimdir diye endişelendim biraz ama bir şey gelmedi. Kim bilir belki varsa ceza adrese gelir. Yurtdışında uygulama nasıl bilmiyorum açıkçası.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. İyi gezmeler herkese. 🙋
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder